Sitemize Hoş Geldiniz...

biyoenerji

Bioenerji Nedir


Bioenerji Tedavisi Nasıl Uygulanır?
İnsan bedeninde evrensel hayat akımının geçiş yaptığı ve geçerken tüm doku ve sistemleri “Yeni Hayat” ile besleyip doyurduğu binlerce kilometre uzunluğunda “hayat akışının yolları” vardır. Bu yollardan birinde veya birkaçında negatif enerji barikatlarının oluşması sebebiyle, o hayat yolunun geçerek beslediği dokulara evrensel hayat akımı (bioenerji) akamamakta , orada bir mahrumiyet ve giderek bir harabiyet meydana gelmektedir. Bu olay nerede gerçekleşiyor ise, oranın adıyla anılan bir hastalık ortaya çıkmaktadır. Bioenerjistin tedavide yaptığı işlem, evrensel enerjiyi olağanüstü yoğunlaştırarak , hayat akışı yolunda tutunmuş, yol kesmekte olan negatif enerji barikatını yerinden sökerek bedenden dışarıya sağdırmaktır. Böylece yol açılmış, evrensel hayat yeniden hasta organın üzerine akmaya ve onu tamir ve yenilemeye başlamıştır. Tedavi sürdürüldüğünde bir süre sonra tam iyileşme görülmektedir. Biz hastalıkları A hastalığı, B veya C hastalığı diye ayrı ayrı mütalaa etmiyoruz. Hastalıklar birbirinden ayrı olmadığı için çözümleri de birbirinden ayrı değildir. Bu tanımlamaya fiziksel ve psikolojik tüm rahatsızlıklar dahildir.
Bioenerji tıbbının temel esası , tedavide sadeliği daima muhafaza etmektir. Bir yerde ilim varsa, orada gösteriş olmaz. Şayet gösteriş varsa, orada hakiki ilim olmaz. Mükemmellik Sadelikte Gizlenmiştir.
Biz bioenerji tıbbında teşhis konusuna hiç girmiyoruz, bu bizim görevimiz değildir. Kişiler önceden diğer sağlık kuruluşlarında röntgen, ultrasonografi, MR yöntemleriye teşhisleri konulmuş olarak bize başvuruyorlar.
Bioenerji Tedavisi değişik şekillerde uygulanabilmektedir.
1- Bioenerjistin bir tek kişiye yüz-yüze tedavi uyguladığı Bireysel Seans.
2- Bioenerjistin önünde bulunan belirli bir topluluk üzerine topluca uyguladığı Grup Seansı ( bkz. grup seansı bölümü )
3- Bioenerjistin yanında bulunmayan, başka ve uzak mekanda bulunan bir kişi üzerine düşünce gücüyle uyguladığı Uzaktan Yapılan Bioenerji Seansı (burada sözü edilen uzaklığın sınırı yoktur. Tedavi olacak kişi, önceden bioenerjist ile diyalog kurması şartıyla başka bir şehirde, ülkede veya başka bir kıtada bile bulunabilir. “Uzak” kelimesinin aslında bioenerji konusunda adı bile olamaz, bu kelimeyi insanlar anlayabilsinler diye kullanıyoruz.) Uzaktan yapılan seansların uygulaması şöyle olmaktadır : Tedavi görecek kişi bioenerjisti telefonla arayarak veya cep telefonuna mesaj geçerek seans almaya hazır olduğunu bildirmektedir. Bu sırada kendine rahat bir seans ortamı hazırlamakta , bir yatağa uzanmakta , sevdiği türden bir müzik ayarlamakta , evde bulunan şahıslara seansa gireceğini ve kendisini meşgul etmemelerini arayıp-sormamalarını önceden bildirmektedir. Telefon irtibatı üzerine kararlaştırılan saatte uzaktan bioenerji seansı başlamaktadır. Bu arada telefon irtibatının sürmesine gerek yoktur, telefonlar saat kararlaştırıldıktan sonra kapatılmıştır. Uzaktan seansta sadece düşünce bağı ile işlem yapılmaktadır. Aynen “a” şıkkında yazılı olan yüz yüze bireysel seans gibi etkilidir. ( BKZ. Sitemizin Vaka Sunumları bölümü C maddesi )
Ancak ; biz uzaktan seansları konuklarımız merkezimize gelmeye imkan bulamadıkları durumlarda uyguluyoruz. Yani bir anlamda mecbur kaldığımız için. Çünkü kişi yurt dışında olabiliyor , bir başka şehirde ikamet edebiliyor. Ankara’ya merkezimize gelmesine imkan olmuyor. Uzaktan yaptığımız seanslarda sadece bioenerji uygulayabiliyoruz , konuşma imkanı bulamadığımız için aynı anda hipnoz ( AÇIK HİPNOZ ) ve psikoterapi uygulaması yapamıyoruz. Fakat bizimle önceden yüz yüze bireysel seans çalışması yapmış olan kişilerin uzaktan seans almaları durumunda , evvelce düşünce cephelerinde gerekli onarımı yaptığımız için, bu yönüyle bir eksiklik hissetmiyoruz. Ve çalışmalar son derece etkili oluyor.
4- Bioenerjistin bir televizyon yayını yoluyla tüm istekli izleyicilere uyguladığı TV Yayını Şeklinde Yapılan Seans.
YUKARIDA BELİRTİLEN UYGULAMA ŞEKİLLERİNDEN a, b ve c uzun senelerdir bioenerjist murat soyer tarafından çok çeşitli ortamlarda ve muhtelif kongrelerde etkin bir tarzda uygulanmaktadır. Şimdilik bir imkan bulunamadığı için d maddesinde yer alan tv yayını şeklindeki bioenerji tedavisi murat soyer tarafından uygulanamamıştır. bir uygun tv yayını imkanı oluştuğu zaman halkımıza bu uygulama şekli de en güzel surette gösterilecektir. başka ülkelerde başarılı bioenerjistler tarafından düzenli tv programlarıyla ilgililere tedaviler uygulandığı bilinmektedir.
Bioenerji tıbbında , şahısların hasta olmalarını önlemek anlamında uygulanan KORUYUCU HEKİMLİK SEANSLARI da özel bir önem taşımaktadır.

Bioenerji tedavi merkezimize müracaat eden kişileri yapılacak tedavi hakkında aydınlatabilmek amacıyla kendilerine bir bilgilendirme notu sunulmaktadır. Bu notu önceden okuyarak bioenerjist ile birlikte girişecekleri ekip çalışmasına hazırlanmaları istenmektedir (bkz. BİOENERJİ SEANSLARI HAKKINDA BİLGİLENDİRME NOTU )
Tedavi, ihtiyaca göre değişen sayıda yapılan seanslar şeklinde yürütülür. Bir seans yaklaşık olarak 20 - 45 dakikadır. Uygun bir çalışma ortamında, bioenerji yatağı üzerine sırt üstü yatırılan tedavi görmekte olan kişinin vücudunun seçilmiş merkezleri üzerine, bioenerjist ; elini neredeyse temas eder bir surette tutarak, avuç içinden kişinin vücuduna pozitif enerjiyi pompalar. Bioenerjist tedavi etmekte olduğu kişinin bedenine asla dokunmaz, temas yoktur. Çünkü bu bir enerji aktarımıdır. Bu sebeple kişinin bedenine dokunmaya ihtiyaç yoktur. Bu suretle sistem bozucu eylem yapmakta olan negatif enerji kütleleri bulundukları bölgeden kazınır, dağıtılır ve vücuttan dışarı atılmaları sağlanır. Atık enerjinin (negatif enerjinin) insan vücudunu terk ettiği noktalar el ve ayakların parmak uçlarıdır. Seanslarda tedavi gören kişilerin parmak uçlarında hissettikleri karıncalanmanın sebebi negatif enerji boşalmasıdır. Yani bioenerji basılmak suretiyle vücutta hayat akışını tıkayan, sistemi bozan negatif enerji kütleleri bedenden sağılarak atılmaktadır. Negatif enerjinin insan bedeninden dışarıya atıldığı noktalar el ve ayak parmaklarıdır.Böylece vücut, yaratılışta projelendirilmiş olan tabii ve sıhhatli sistemini yeniden kurar. BU İŞLEME VÜCUDUN AKORT EDİLMESİ DENİR. Bir müzik ustasının sazın sapı üzerindeki mandallardan kimini gevşetip, kimini biraz sıkarak tellerden uygun sesi alması gibi bioenerjist de insanı akort eder. Ancak işin ne derecede zor ve ince olduğu gayet açıktır; Müzik aleti hiçbir direniş göstermeden müzisyenin uyarlamalarına teslim olduğu halde, tedaviye giren insan işin içine kendi düşünce, alışkanlık ve kabullerini kattığı için bioenerjistin çalışmalarına zorluk çıkartmaktadır. Bu bakımdan bilinçli ve kültürlü aydın kimse tedavi sırasında aynen müzik aletinin gösterdiği kabul, emniyet ve teslimiyetle bioenerjistin gayretlerine katkıda bulunmalı, hiç olmazsa engelleme yapmamalıdır. İşte bu itibarla, bioenerji tedavisi bir ekip çalışmasıdır. Bu yönüyle; çok başka, çok zevkli ve çok kıymetli bir yöntemdir. Bioenerji tıbbı, tıbbın modern bir dalıdır.
Tedavi esnasında bioenerjist bireye ihtiyaca göre uygun düşünce modellerini sunar. Çünkü, düşünce bedeni fiziki beden üzerinde kesinlikle hükümrandır, amirdir. Böyle olduğu için bioenerjist kişinin bilmeyerek yanlış bir düşünce modeline tutunaraktan kendine zarar vermeyi sürdürmesini önlemek için çalışır. Tamamen olumlu olan ve sonuç alınmasında vazgeçilmez bir ağırlık taşıyan bu yeni düşünce modellerine bireyin yüksek bir bilinçle uyum göstermesi, kendi sağlığına kısa zamanda kavuşması yolunda mutlaka yerine getirmesi gereken ödevidir. Tedavi ekibinin bütün elemanları kendilerine düşen görevleri yerine getirmek durumundadırlar.
Yapılan tedavinin tamamlandığına karar verilmesi işini bioenerjist daima tedavi olan kişiye bırakır. Zira tedavi olan kişi, o akordu bozulmuş olan bedende bizzat yaşayan kişiliktir. Bu sebeple tedavinin başarılı sonuç verdiğini en iyi tespit edebilecek olan kişi O’ dur. Bioenerjist yaptığı tedavinin tamamlandığını görür fakat, tedavi olan kişinin de kendi durumuna emniyet duyarak iyileştiğini beyan ve teyit etmesini bekler. Bioenerjist kendiliğinden kimseyi taburcu etmez. Bu en emniyetli yoldur.
Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya, Rusya Federasyonu, Azerbaycan, bazı Arap ülkeleri, Batı Avrupa Devletleri ve bilhassa İngiltere’ de bioenerji tıbbı geniş çapta hizmete girmiştir. Ayrıca dünyanın tüm uygar ülkelerinde de bioenerji tıbbına karşı ilgi artmakta, bioenerji tıbbı giderek daha iyi tanınmakta, hastalıklarla mücadelede etkin şekilde uygulanmaktadır. Artık ABD’ de ünlü cerrahlar programa koydukları çok ağır ve kritik ameliyatlardan önce, hastalarının en az bir hafta bioenerji tedavisi almalarını sağlamakta ; böylece yapılacak olan operasyonun GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR VÜCUTLA cereyan etmesini ve başarının garantilenmesini temin etmek yoluna gitmektedirler. Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan ünlü kalp cerrahımız sayın Dr. Mehmet Öz, görev yaptığı Columbia Presbyterian Tıp Merkezi' nde Batı tıbbıyla (Alopatiyle) Doğu tıbbını birleştirerek tedavide yeni bir ufuk açmıştır. (" Şifayı Yüreğinde Ara ", Altın Kitaplar, 1999) Bu kitapta Sayın Dr. Öz ABD hastanelerinde yaklaşık olarak 30000 bioenerjistin, diğer branş hekimleriyle birlikte çalıştığını, ameliyatlara hasta başında iştirak ettiklerini bildirmektedir. Yine aynı eserde İngiltere’ de de yaklaşık 8000 bioenerjistin hastanelerde görev yaptıkları yazılmıştır. Böylece tedavide yeni bir boyut, yeni bir ufuk açılmıştır. Dileğimiz ileri Batı ülkelerinde görülen bu tıbbi ahengin Türkiye’ de de oluşturulmasıdır.
Türkiye’ de de mümkün olan en yakın tarihte bioenerji tıbbının, tıbbi bir disiplin olarak üniversitelerimizde okutulmaya başlanması gerekmektedir. Ayrıca bioenerji ilmine ilgi duyan, bu konuya gönül veren aydın kişileri bünyesinde toplayan, çalışmalarını ilmi prensipler üzerine oturtan cemiyetlerin kurulmasına gayret gösterilmelidir.
Tıp fakültelerimizde görev yapan değerli hocaların, bioenerji bilimini ve bunun sağladığı tedaviyi kendi ihtisas alanlarının imkanlarıyla ölçme-değerlendirme metotlarına tabi tutarak bu yeni tıbbi tedavi metodunun Türkiye’ de de kurumsallaştırılmasına ve öğrenci yetiştirilmesine önderlik yapmaları, bu alanda çalışan kişilere alçak gönüllülükle bilgi desteği vermeleri, halkımızın kendilerinden beklediği bir koruyuculuk, incelik ve yüceliktir.
Sayın profesörlerimizin bioenerji bilimini kendi uzmanlık branşlarında da kullanabilmenin bilimsel çalışmalarını yapmaları, bu gayreti halkımızdan ve bilim dünyasından esirgememeleri en samimi dileğimizdir.
Bioenerji tıbbı konusunun, henüz İNSANLIK YOLU dediğimiz kutsal değerin hiç farkına varamamış olan ; bilime saygısı bulunmayan basit, kolaycı ve hayali işlerle uğraşan bilgisiz kişilerce istismar edilmemesi hususuna itina gösterilmelidir. Fakat, bu alanda bilimsel anlamda ve ispata dayanan surette gerçekten hizmet sunabilen kişilere ise saygı ve destek gösterilmelidir. Bu saygının gösterilmesi ; bir insanlık görevidir ve toplumu yüceltecek bir tutumdur. Zira insanın iyisi ile kötüsü arasındaki farkı tespit edebilmek ve iyi kişiye “siz güzel ve doğru insansınız” , kötü olana da , “siz yanlış yapıyorsunuz, bu eyleminiz kötü iştir” demek insanlık icabıdır. Bu ayrım yapılmadığı takdirde ; iyi insanlar iyilik yapmaktan soğurlar ve köşelerine çekilirler, ...kötü kişiler de kötülüklerinde cesaret kazanırlar, daha da kötü olurlar. Böylece toplum medeniyet yönünden geriye gider, hatta çöküş yaşanır.
Bioenerji tıbbını ALTERNATİF TIP deyişiyle tanımlayan bir çevre olduğu görülmektedir. Bu alternatif tıp deyimi ya kasıtlı olarak söylenmekte ya bir alışkanlık halinde düşünülmeden sarf edilmekte veya etki altında kalınarak konuşulmaktadır. Oysa ki ; tıbbın bütün dalları tabiatiyle birbirlerinin alternatifidirler. Bioenerji tıbbı, Batı tıbbı (Alopati), hipnoz tıbbı, psiko-terapiler, akupunktur tıbbı, bitkisel tedaviler... her biri diğerlerinin alternatifi durumunda olan tıp dallarıdır. Hepsi de kendi özel metodlarıyla insanların sağlığa kavuşturulması için çaba göstermektedirler. Bu sebeple tıbbın branşlarından birini esas kabul edip, diğerlerine " alternatif tıp " denilmesi bilim dışıdır. Batı tıbbı (Alopati), yani diğer bir ifadeyle ortodoks tıbbı, tıbbın dallarından sadece birisidir. Hiçbir tıp dalı kendini esas kabul edemez. Böyle bir tutum hafif bir davranış ve diğer bilim adamlarına karşı yapılmış olan bir saygısızlıktır. Tıbbın bütün dalları en güzel bir şekilde, ahenk içerisinde ve gereğinde bilimsel alanda birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunarak insanlığa hizmet etmelidirler, yardımlaşarak çalışmalıdırlar. Tıp dallarından hiçbiri diğerlerinin muhalifi değildir. Hepsinin birden muhalifi olan şey cehalettir. Bu itibarla İNSAN MUHALEFET EDECEKSE, KENDİ BİLGİSİZLİĞİNE MUHALEFET ETMELİDİR. Aynı anlamda olarak İNSAN YARIŞ EDECEKSE KENDİSİNİN DÜNKÜ HALİYLE YARIŞ ETMELİDİR.
KAYNAK:Alıntıdır

Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol